Bugün arşivi karıştırırken bu fotoğrafa denk geldim.
Fotoğrafçılıkta her detayı denediğim, her görüntüyü fotoğraflamaya çalıştığım dönemlerdi.
Gittiğim bir fabrikada çeşitli makineleri, işçilerin çalışmalarını, etraftaki detayları vs. çekiyordum. Sonra bu kilogramları gördüm. Açıkçası istediğim bir kadraj ya da etkili olduğunu düşündüğüm bir bakış açısı bulamadım ama, artık o tezgâhın üzerine bunları koymuşken üç beş kare fotoğrafını çektim ve attım arşive.
Bir süre sonra bu tarz fotoğrafçılıktan daha çok, stok fotoğrafçılık üzerinde odaklanmıştım.
Yeni konseptler belirliyor, stok sitelerinde kim ne çekmiş, hangi tarz fotoğraflar çok satılıyor diye inceliyordum ve o doğrultuda çekimler yapmaya çalışıyordum elimdeki imkanlar dahilinde.
İmkanlarım çok geniş değildi, stüdyo ışıklarım yoktu mesela. İyi bir stüdyo ortamım yoktu. Fotoğraf makinem çok üst seviye olmayan bir DSLR makine idi. Dolayısıyla zaman zaman istediğim düzeyde fotoğraf üretememekten sıkıldığım oluyordu.
Stok fotoğrafçılığa aynı dönemlerde başladığımız yakın bir arkadaşımla da neredeyse her fotoğrafımızı satışa açmadan önce paylaşır, birbirimizden yorumlar alırdık. Teknik özellikleri, içeriği, ışığı gibi konuları tartışır ve buna göre gerekirse fotoğraflarımızı yeniden çektiğimiz olurdu.
Çekim yapamadığım zamanlarda arşivi karıştırır, acaba şu işe yarar mı, şu satılır mı diye seçip seçip yüklerdim stok hesabıma.
Bir gün bu fotoğrafı da yükledim. Arkadaşımla bunun üzerine uzunca bir süre espri yaptık, güldük, ne anlatıyor, ne özelliği var, kim alır bunu, nerede kullanır derken satılmaya başladı. 🙂
Bizim için “kilo fotoğrafı” ifadesi, altında farklı anlamlar barındıran bir imgeye dönüştü o günden beri.
2006 yılında çekmiştim bu fotoğrafı. Yıl 2020, hâlâ bu kilogram fotoğrafını satın alıp kullananlar var.
Meğer arkadaşımın da benim de fark edemediğimiz, milyon euroluk bir detay varmış bu fotoğrafta. Ortadaki kilogramın yukarı kısmına doğru bir mavi harita var ya…
Yok tabii öyle bir şey. O gün bu gündür bu kilo fotoğrafına farklı anlamlar yüklemeye çalışırım. Yükleyemem.
Tezgahın üstünde duran, teknik hiçbir özellik içermeyecek şekilde fotoğraflanmış üç tane demir kilo. Hiçbir şey anlatmıyor.
Olsun. Benim gözümdeki değeri, milyon euroya satılan patates fotoğrafından fazladır.
Seviyorum bu fotoğrafımı.
Para kazanmak istemiyorsan, böyle şeylerle uğraş.
Diğer 3 Milyon Dolar yazıları için buraya tıklayabilirsin.
3 milyon dolar da neyin nesi? diyorsan buraya tıklayabilirsin.
Siz de fikrinizi belirtin