Bu başlık, çoğumuzun aklına ilk önce Covid-19 salgınıyla birlikte alışkanlıklar değişir mi? sorusunu getiriyor.

İnsan, herhangi bir yaptırımla karşılaşmadıkça genellikle alışkanlıklarını kendi kendine değiştirmez. Salgın nedeniyle ve sonrasında çıkacak kanunlar ve uygulamalar bazı alışkanlıkların değişmesini zorunlu hale getirecektir.

Bazı alışkanlıklar, karar mekanizmasına müracaat edilmeden, kendine kendine yapılan davranışlardır. Sigara yakmak, çay-kahve içmek, dolabı açıp herhangi bir içecek almak, kapının kulpuna dokunmak, elini yüzüne, ağzına, burnuna dokundurmak, sosyal hesaplarını kontrol etmek, kırmızı ışıkta durmak, eve girince ceketi çıkarıp askıya asmak ya da rastgele bir yere bırakmak gibi.

Bunların dışında bir de karar mekanizmasının dahil olduğu alışkanlıklar vardır. Bunlar diğerlerine kıyasla haftanın veya ayın bazı günlerinde, planlanarak yapılan alışkanlıklardır. Maç izlemeye gitme, piknik yapma, avmlerde gezme, film izleme, kitap okuma, ibadet etme, dışarıda yemek yeme, toplanıp sohbet etme gibi alışkanlıklardır.

Covid-19 salgını sonrası, sadece salgın var düşüncesiyle alışkanlıklarını değiştirenlerin sayısı az olacaktır. Ancak, alışkanlıkları değiştirmek zorunda bırakan bazı durumlar ortaya çıkacaktır. Bunlar genelde kanunlar, uygulamalar, toplu olarak bir araya gelinen mekanların kendi içlerinde uyguladığı ekstra yaptırımlar, yakınları bu virüse yakalanmış, iyileşmiş veya hayatını kaybetmiş çevrelerin kendi istekleriyle aldığı fazladan önlemler bir takım alışkanlıklardan vazgeçilmesine neden olacaktır.

Ancak kendi isteğiyle alışkanlıklarından vazgeçenlerin sayısı büyük ihtimalle bu oranın içinde küçük bir yer kaplayacaktır. Çünkü henüz salgın geçmemişken, salgının içinde olduğumuz günlerde bile insanların alışılmış olan hayata devam etmek için şartları zorladıkları görülmektedir.

İnsanın yapısına ve tarihe bakarak gözlemlediğim kadarıyla, alışkanlıkları değiştiren etkenleri başlıklar halinde sıraladım.

 

Kendi İsteğiyle Alışkanlıkları Değiştirme

İnsanın herhangi bir yaptırımla karşı karşıya kalmamasına rağmen, yaşamakta olduğu hayat tarzında veya çevresinde önemli bir değişiklik oluşmamasına rağmen, tamamen kendi kişisel kararıyla bazı alışkanlıklarını terk etmesi durumudur. Az görülen bir durumdur.

 

Bilgi veya Duyuma Dayalı Olarak Alışkanlıkları Değiştirme

Devam etmekte olduğu bir alışkanlıkla ilgili yeni bir bilgi veya duyum edinen kişinin, zaten vazgeçmeye meyilli olduğu, bir takım soru işaretlerinin içinde olduğu bir durumda iken alışkanlığını terk etmesidir. Bu şekilde bilgiye dayalı bir terk etme durumunda, neden terk etmesi gerektiğine dair bilgi edinmiş olmasına rağmen, alışkanlıktan bir anda kurtulması mümkün değildir. İnsanın kendi kendine aldığı bir karar olduğu ve engelleyici bir dış etken olmadığı için alışılmış olan bu davranışın tekrarlanması olağandır.

 

Kanunlar Nedeniyle Alışkanlıkları Değiştirme

En hızlı, en etkili ve toplumun en büyük kesiminin yerine getirdiği alışkanlık değiştirme durumu, kanunlara dayalı olanlardır. Kanunla uygulamaya geçirilen bir durumda, insan alışmış olduğu davranışlarını istemese de terk etmek durumunda kalacaktır. Çünkü alışkanlığını yerine getireceği durum ortadan kalkmıştır.

Covid-19 salgını nedeniyle bugün mağazaların kapanması, liglerin, konserlerin, etkinliklerin iptal edilmesi, ibadethanelerin, kafe, restoran gibi yerlerin, tatil yerlerinin kapatılması veya kısıtlanması, market, banka vb. işletmelere maskesiz girişlerin yasaklanması, şehirler arası giriş çıkışların yasaklanması gibi yaptırımlar eğer kanunla yapılmasaydı, bugün bu saydığımız yerlerde insanlar önceki alışkanlıklarına büyük oranda devam ediyor olurlardı.

Bu mekanları ve etkinlikleri kapatmak yerine “maçlara gitmenizi tavsiye etmiyoruz, marketlere maskeyle girmenizi öneriyoruz, bulunduğunuz şehri terk etmeseniz iyi olur, kafelerde bir araya gelmemeniz sağlığınız için önemlidir” gibi öneriler insanların alışkanlıklarını değiştirmek için yeterli olmayacaktı. Kesin kanunların yürürlükte olmasına rağmen, az sayıda da olsa alışkanlıklarını terk etmeyen insanlar da olur. Bunlar da kanuni yaptırımlarla karşı karşıya kalırlar.

Din/Yaşam Tarzı Nedeniyle Alışkanlıkları Değiştirme

Kanunları, dînî kanun olan toplumlarda, din kanun başlığı altında incelenir. Bu madde altında dînin, seçilen bir yaşam tarzı olarak tercihen yaşandığı toplumları değerlendirelim.

İslam dini, yirmi üç yılda olaylar, süreçler, sorular vb. durumlar karşısında gelen vahiylerle oluşmuştur. Bu vahiyler bazen direkt emir ve yasak olarak gelirken, bazen tavsiye olarak geliyordu. Mekke-Medine toplumunda alkol tüketimi normal bir durumdu. Bununla ilgili ilk gelen ayetler “zararı faydasından fazladır” şeklinde gelmişti. Bir kesim, bu tavsiyenin vahiy olduğunu, Kur’an’ın ayetlerinden biri olduğunu bildiği halde, içki tüketme alışkanlığına devam ediyordu, terk etmek istese bile yeniden içiyordu. Çünkü bu bir alışkanlıktı. Kanun niteliğinde olan ayetle kesin yasak geldiğinde ise herkes depoladıkları şarapları bile dökerek bu alışkanlığı terk etmişti.

Çünkü önce gelen, tavsiye niteliğindeki ayetler, kişiyi kendi muhakemesine bırakıyordu. İnsanların bir kısmı tavsiyeye uymak istese bile, alışkanlıklarına devam ediyordu. İkincisinde ise kanun olarak gelmişti ve tercih hakkı bırakılmamıştı. Bu yüzden herkes aynı anda alışkanlığını terk etti. Yine kanunlarda olduğu gibi, dinin kesin emirleri olmasına rağmen, alışkanlıklarına devam eden az sayıda insan vardı.

Alışkanlıkları terk etme noktasında, dîn referanslı bir yaşam tarzını tercih eden insanlarda önceki alışkanlıkları terk etme durumu oldukça fazladır. Buna rağmen, dinin bir emri/tavsiyesi olsa bile hem din referanslı bir hayat yaşamaya çalışıp, hem de birtakım alışkanlıklarını terk etmeyenlerin sayısı da fazladır. Müslüman olduğu halde içki alışkanlığını terk edemeyen, kumar alışkanlığından vazgeçemeyen kişilerin olması gibi.

Sonuç olarak din, alışkanlıkları terk etmede, kanunlardan sonra en önemli etkenlerden biridir diyebiliriz. Toplum içerisinde büyük bir kesim, dînî kurallar nedeniyle bazı alışkanlıklarından vazgeçmiş veya toplumun çoğunluğunda görüldüğü hâlde bu alışkanlıkları hiç edinmemiştir.

 

Çevre değiştirmeye bağlı olarak alışkanlıkları değiştirme

Kişinin mevcut çevresinden farklı bir yapıdaki çevreye geçmesiyle de alışkanlıkları değişmeye başlayabilir. Daha önceki çevrede iken alışkanlık olmayan durumlar, yeni girdiği çevrenin alışkanlıkları arasında yer alıyorsa, kısa sürede bu duruma ayak uydurur ve aynı alışkanlıkları edinir.

Gerek küçük yerleşim biriminden büyük yerleşim birimine geçişte, gerekse tam tersinde kişiler bazı alışkanlıklarını terk ederken bazı yeni alışkanlıklar edinmeye başlar.
Okul değiştiren bir öğrencinin yeni okul arkadaşlarıyla bovling oynamaya başlaması, iş değiştiren bir kişinin yeni iş arkadaşlarıyla daha önce yapmadığı bir spor, oyun veya etkinliğe başlaması ve bunu alışkanlık edinmesi, yeni bir apartmana taşınan kişinin apartman bahçesinde komşularla akşam çayı içmeye başlaması, köy, kasaba gibi yerden şehir merkezine yerleşen kişinin giyim-kuşamını, yeme-içme alışkanlığını değiştirmesi gibi durumlar çevreden dolayı alışkanlık değiştirmeye örnek gösterilebilir.

 

Afetler, Ölümler ve Sıra Dışı Durumlar Nedeniyle Alışkanlıkları Değiştirme

Alışkanlıkları bıçak gibi kestiren durumlardan biri bu olmasına rağmen, sadece ateşin düştüğü yeri yakması misali, musibetin başına gelen kişi veya grubu etkilediği için, toplumsal düzeyde ciddi bir değişim söz konusu olmaz.

Bir yakının kaybedilmesi insanı manevi bir duyguya yöneltebilir, bazı alışkanlıklarını terk ettirir. Bir trafik kazası geçirildiğinde araçta telefon kullanma alışkanlığı terk edilebilir. Bir deprem ya da doğal afet yaşandığında, ev içerisindeki birtakım alışkanlıklar değiştirilir.

Kendisinde veya yakınında bir hastalık veya sağlık sorunu oluştuğunda, bu soruna neden olabileceği düşünülen yeme-içme alışkanlığı, oturma şekli, uyuma şekli, hareketsizlik, tuvalet kullanımı gibi alışkanlıklar değiştirilebilir.

Buna rağmen, en yakınının ve en sevdiğinin ölümüne neden olan birtakım alışkanlıkları bile insanın kolay kolay terk etmediği görülmektedir.

 

Covid-19 Salgını Nedeniyle Alışkanlıklar Değişir mi?

Korona virüs nedeniyle çıkarılan kanunlar ve alınacak önlemler sonucunda birtakım alışkanlıklarımız değişecek veya değişmek zorunda kalacaktır. Hayatımızda bir takım yeni şeyler olacaktır. Maskeler, sağlık tedbirleri, toplu mekanlarda yapılacak birtakım uygulamalar vs.

Ancak birçok yerde dile getirilen, “dünya değişecek, büyük değişimler olacak, insanlık artık eskisi gibi olmayacak” gibi söylemleri abartılı buluyorum.

Bazı tüketici davranışları değişecektir, yeni birkaç sektör ve tüketim alanı oluşacaktır, birkaç tüketim alanı da artık olmayacaktır. Daha önce olmayan birkaç kural/uygulama gelecektir ancak radikal bir değişiklik olmayacaktır. Örneğin yeme-içme sektörü bitmeyecektir, biraz kural, biraz şekil değiştirecektir. İnsanlar artık tatil yapmaktan vazgeçmeyecektir, bu sektör yok olmayacaktır, uygulamada tedbir kapsamında değişiklikler yapılacaktır. Uluslararası seyahatler belki en çok etkilenen sektör olacak ama devam edecektir. Giriş çıkışlardaki uygulamalar ve tedbirler, yolculuk araçlarındaki değişiklikler vb. önlemler alınacaktır.

Tabii ki salgının boyutlarının bugünkü durumda olduğunu dikkate alarak bunları söylüyorum. Salgında ikinci üçüncü dalgaların olması, çok farklı bir boyuta gelmesi bu durumu değiştirir.

Henüz salgının içindeyken bile insanlar şu ana kadar alışmış oldukları hayatı yaşamaya zorluyor; bir şey yokmuş gibi davranmaya çalışan, bir an önce alışageldiği hayata dönmek isteyen kişilerin sayısı oldukça fazla.

“Salgın bitti, kontrol altına alındı, yeni vaka olmuyor artık” diye ilan edildiğinde sadece birkaç gün içinde, yüzde doksan oranında hayat eskisi gibi kaldığı yerden devam edecektir.